Yasalarımıza göre bireylerin kendi adına dava açıp yürütmesine bir engel yoktur. Fakat bunun riskleri bulunmaktadır. Hukuki prosedürler teknik bilgi ve strateji gerektirir. Ayrıca süreleri kaçırmanız mümkündür. Özellikle karşı tarafın avukatının bulunması durumunda sizin vekilinizin olmaması büyük hak kayıplarına sebep olabilir.
Yapay zeka size bazı hukuki bilgileri sağlasa da, bu bilgilerin tamamı doğru olmamaktadır. Maddi vakıanın hukuki yorumunu doğru yapmadan tam ve eksiksiz veri giremeyeceğiniz için, yapay zeka mevcut hukuki durumla ilgili doğru analiz yapamayacaktır. Ayrıca yapay zeka, öngörülemeyen hukuki durumlar için strateji geliştiremez; en önemlisi, duruşmalarda hakim karşısında size yardımcı olamaz. Sonuç olarak yapay zekaya başvurduğunuzda sizi yine bir avukata yönlendirecektir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği internetten satın aldığınız ürünü 14 gün içerisinde -koşulsuz- iade hakkınız vardır. Fakat ürün ayıplıysa 6 ay boyunca ayıp sorumluluğu firmaya ait olacaktır. Tüketici hakları çerçevesinde önce firmaya yazılı bir bildirimde bulunmalı, ardından malın değerine göre Tüketici Hakem Heyeti veya Tüketici Mahkemesi'ne başvurmalısınız. 2025 yılı itibariyle 149.000 TL'nin altında olan tüketici uyuşmazlıklarında İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.
Davayı açan kişi gerekli harç ve gider avansını ödemekle yükümlüdür. Ancak davayı kim kazanırsa, yargılama giderlerini karşı taraftan tahsil eder.
Evet mümkün. Hakkınızda icra takibi açılmış ve tebligatı eski adresinize veya muhtara yapmış olabilirler. Süreç devam ediyor olsa da, hem takibe hem de tebligata itiraz etmenin çeşitli yolları vardır. Bunun için e-devletten icra dosyasının numarasını öğrenerek fazla gecikmeden bir avukata başvurmanız yararınıza olur.
Kural olarak hayır, eşinizin borcundan dolayı adınıza kayıtlı bir mal üzerine veya banka hesabınıza haciz konulamaz. Ancak eşinizle ortak banka hesabı, müşterek bir mal veya kefillik söz konusu olması durumları bu kuralın istisnalarıdır.
Hayır. Boşanma davasını kimin açtığının kusur açısından bir önemi yoktur. Hukuken tarafların kusuru, yargılama sırasında ortaya konulan vakıalar ve delillere göre değerlendirilir.
Hukukumuzda nafaka sadece kadına değil boşanma sonrası "boşanma sebebiyle" ekonomik olarak sıkıntıya düşecek eşe bağlanır. Bunun için tarafların ekonomik durumları ve yaşam standartları göz önüne alınır. Kusur çok önemli olmamakla birlikte, nafaka talep eden eşin "ağır kusurlu" olmaması gerekir.
Hayır. Çocuk reşit olduktan sonra iştirak nafakası otomatik olarak sona erer. Çocuk, eğitimine devam ediyorsa ( üniversite, yüksek lisans vb.) kendisi mahkemeye başvurarak "yardım nafakası" talep edebilir.
CMK 'na göre, gözaltına alınan kişilerin hakları vardır. Bu haklardan ilki avukat talep etme hakkıdır. Ücret ödeyecek durumunuz olmasa da, talep etmeniz halinde Barodan size bir müdafi atanacaktır. Öncelikle sakin kalmalı ve avukatınız gelene kadar susma hakkınızı kullanarak herhangi bir evrak imzalamamalısınız. Temel haklarınızı avukatınız geldiğinde size bildirecektir.
Maddi hasarlı bir krafik kazası durumunda kişiler, %100 kusurlu olmamak kaydıyla, araçta oluşan hasarın karşılanması, kazadan kaynaklanan değer kaybı, araç kullanılamayan süre için mahrumiyet bedeli ve diğer maddi kayıplarının tazminini karşı tarafın sigortasından talep edebilirler.
Medeni Kanunumuza göre eşin payı; çocuklarla birlikte mirasçıysa 1/4 , anne-baba veya kardeşlerle birlikte mirasçıysa 1/2 , başka mirasçı yoksa mirasın tamamıdır.
Bu durumda miras bırakanın vefatından itibaren 3 ay içinde Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak mirası reddedebilirsiniz. Özellikle borçlu miraslarda bu hakkı kullanmak çok önemlidir. Kanundaki hak düşürücü süreyi kaçırmamanız gerekir.